Kahire Mısır Müzesi

Kahire Mısır Müzesi Konumu
Kahire Mısır Müzesi ya da kısaca Mısır Müzesi, Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan ve Eski Mısır uygarlığının en görkemli koleksiyonunu barındıran arkeoloji müzesidir. Müzenin, önemli bir miktarı gösterimde olmak üzere, toplam 120,000 adet eseri bulunmaktadır.

Kahire Mısır Müzesi Tarihi
Müzenin, önemli bir miktarı gösterimde olmak üzere, toplam 120,000 adet eseri bulunmaktadır. Müzenin tarihi 1835 yılna kadar gider. O tarihte Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa Eski Mısır uygarlığından kalan eserlerin ticaretini yasaklar ve Kahire'de bulunan Ezbekiye bahçesinde bulunan küçük bir binada bu yapıtların korunması için emir verir. Daha sonra burası Ezbekiye bahçesi müzesi diye anılacaktır. Mehmet Ali Paşa'nın ölümünden sonra, 1850 yılını takiben eski eser ticareti >
gene başlar. Mehmet Ali Paşa'nın halefleri Ezbekiye bahçesinde toplanmış olan eski eserlerden bazılarını prestijli konuklarına armağan etmeye başlar. Sonunda Ezbekiye bahçesindeki müze Kahire Kalesi'ndeki bir binaya taşınır. 1854 yılında Kahire Kalesi'ndeki binaya taşınmış bütün eserler Mısır Hıdivi Abbas Paşa tarafından Avusturya Arşidükü Maximilian'a hediye edilir. 1858 yılında, Fransız Mısırbilimci Auguste Mariette tarafından, Said Paşa'nın da desteği ile, Kahire'nin Bulak semtinde Nil kıyısında bir bina yeni müze binası olarak seçilir. Nihayet 1863 yılında, Hıdiv Ismail Paşa döneminde Bulak Müzesi açılır. 1878 yılında Bulak'taki sel baskınından sonra bu müze de kapatılmak zorunda kalınır. 1886 yılında Bulak Müzesi yeniden ama geçici olarak açılır

Located right in the middle of down town Cairo, in Tahrir square, is the biggest treasure of ancient Egyptian artifacts.  Whether it’s a wrapped mummy, a granite statue or pure gold, its all there in the Egyptian museum.  The space of the museum is huge and is as rich in history as the artifacts it houses.

Apparently by the late 19th century and early 20th, there was so many discoveries being made  and artifacts collected that the Egyptian government established a museum in 1835 near the Ezbekeyah Garden. All artifacts were moved from one building to the other until 1902 when everything was finally settled right in its prsent location.

The best way to reach the Egyptian Museum is by metro, it leaves you right in the middle of Tahrir Square then it’s just a matter of crossing over a few streets to reach that huge orange building.  Once inside its iron fence, there was a hustle and bustle and numerous tour buses parked all around. Once inside the museum, it was noisy and busy with tourist groups all over.

The interior of the museum is gigantic with colossal statues inside.  There’s something displayed in every single corner and ever single hall.  Even as we went up the stairs to see the Tut ‘Ank Amun collection, there were fantastic drawings with hieroglyphic writing and drawings of ancient Egyptian gods in burial and religious rituals.  The beauty of the collection of King Tut was not disappointing either. The painted gold masks, jewelry and  black and white photos of the tomb as it was discovered in the Valley of the Kings in Luxor, left us with an overwhelming feeling of adventure, discovery and mystery.

Then of course the mummies are a must see.  Well preserved and so real with hair, nails and facial features.  Well, a bit too long in the mummy room proved a bit too freaky for my taste, but it was well worth the visit!

Time flew by amazingly quickly as there are large spaces to walk through and so much to see.  I think I’ll come again to discover more.