English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

++Sitene Ekle
   
 
  Kanlıdivane

Kanlıdivane

 

 


Kanlıdivane Erdemli-Silifke karayolunun 3 km. kuzeyindedir.
Antik çağdaki adı, Kanytelis olan kent büyük bir obruğun etrafına kurulmuştur. Burası Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.
Helenistik Kule, bazilikalar ve nekropoller en önemli arkeolojik kalıntılardır.

Erdemli’ye 17 km uzaklıktaki Yemişkumu mahallesinden kuzeye sapan 3 km.’lik  yolla ulaşılmaktadır. Bu yolun  sağ tarafında mezar anıtları vardır. Sol tarafında  devrilmiş halde silindir formlu büyük bir kitabe görülmektedir. Şehir büyük bir obruğun etrafında ve kuzeyinde kurulmuştur. Toroslarda  çok  rastlanan karst olayıyla  meydana gelen doğal çukurların en büyüklerinden  olan bu obruğun İlk Çağlardan beri kutsal görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu kutsallığın Hıristiyanlık döneminde de sürdüğü, Bizans dönemine ait  kenarındaki dört kiliseden  anlaşılmaktadır. Obruğun içi yeşilliklerle ve bitkilerle kaplıdır. Bazı kalıntılar yukarıdan düşmüştür. Güney kenarındaki yolun sonunda yarısı yıkık, kare biçimli poligonal duvar örgü tekniğinde  yapılmış Hellenistik döneme tarihlenen bir kule vardır. Obruğun kuzey dibinden  tırmanan kayadan oyulmuş iki merdivenin varlığı görülmektedir. Bu merdivenlerden batıdaki  mağaraya çıkmakta ve orada bitmekte, öteki ise kısmen açıktan, kısmen tünel içinden ilerleyerek yerleşmenin en önemli yapısı olan IV nolu kiliseye doğru uzanmaktadır. Obruğun batı tarafında I ve II nolu kiliselerin kalıntıları uzanmaktadır. I nolu kilise tam olarak obruğun güney batısındadır. Doğu cephesi ayakta kalmıştır. Sütun başlıkları korinth üslubundadır.II nolu kilise  birinci kilisenin kuzeyindedir ve üst tarafında bir sarnıç vardır. Obruğun kuzeybatı köşesindeki III nolu kilisenin  güney duvarları yıkımıştır. Üç kemerli nartheks önündeki mahzenin kemeri ve ağzı görülmektedir. Batısı, avluya iki sütunlu üç kemerle açılmaktadır. Etrafında atrium vardır. Nartheksin üzerinde ahşap bir kat olduğu, kilisenin batı duvarında sıralanan bir sıra taş konsoldan anlaşılmaktadır.Papylas adındaki bir kişinin bu kiliseyi bir adak borcunu ödemek için yaptırdığı, lentonun üzerindeki kitabede yazılıdır. Burada bulunduğu belirtilen V nolu kiliseden günümüze hiçbir iz kalmamıştır.

Kanlıdivane’nin nekropolü üç bölgede bulunmaktadır. Birincisi aşağıdan gelen yolun iki tarafındadır. Burada basit bir anıt mezar yapısı vardır. İkinci nekropol alanı, büyük çukurun batı tarafındadır. Üçüncü nekropol bölgesi bu yerleşmenin en yüksek noktasındaki büyük mezar anıtının çevresinden başlamakta ve doğuya doğru yoğun biçimde yayılmaktadır. Bunların hemen hepsi büyük lahitler şeklindedir. Aralarında  girişi üç sütunlu bir anıt mezar bulunmaktadır. Obruğun içinde  iki ayrı yerde ölü kültü ile ilgili kabartmalar vardır. Obruğun güneyindeki  dik kayalarda bulunan  kabartma Erken Roma dönemine aittir. Bu kabartmada  ,  kürsüde oturan ana, baba; kürsü önünde ayakta duran dört çocuk ve üst tarafında beş satırlık bir yazı vardır. Bu yazıttan bu kabartmaların Armaronxas ailesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Öteki kabartmada savaş giysili bir asker görülmektedir.

 

Kanlıdivane’nin batı nekropolünde ( Çanakçı Kaya Mezarları’da denir)  lahit mezarlarla  beraber kaya kütlesi içine oyulmuş mezarlarda vardır. Bir kapakla kapatılmış olan bu kaya mezarları menfezlerinin üstlerinde, kadın-erkek kabartma figürler işlenmiştir. Bunlardan iki erkek, asker kıyafetindedir. Bir kadın ise kline üzerine uzanmış vaziyettedir. Ayrıca kaya yüzeyinde üç tane mabet cephesi biçiminde alınlıklı küçük nişin oyulduğu görülmektedir.

 

Kanlıdivane Antik dönemde Olba’ya bağlı bir kenttir.  Hellenistik kule üzerindeki  kitabede, rahip krallardan Olba’lı Tarkyaris’in oğlu Teukros’un bu kuleyi, Tanrı Zeus Olbios için yaptırmış olduğu yazılıdır. Kitabenin başında Olba’nın sembolü  triskiles ( üç yapraklı çarkı felek ) motifi vardır. Kanlıdivane’deki en güzel mezar yapısı olan,yamacın hakim yerinde yükselen mabet biçimli mezarın kitabesi,bunun “ Sebaste şehrine bağlı Kanytelleis’de Aba’nın ölen kocası ve iki oğlu için “ yaptırdığı belirtilmektedir. Bu mezar İ.Ö. 2. yy.’a tarihlenmektedir. Roma döneminde burası  küçük bir yerleşme yeridir. Şehrin Bizans dönemi hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Olba Krallığı’na ait  kenti yeniden düzenleyen Bizans imparatoru II. Theodosius’un (İ.S. 408-450) kente Neopolis adını verdiği bilinmektedir.   12.yy. sonlarında Ermeni hakimiyetine girmiştir. Ancak onlara ait bir bulgu olmadığına göre burada yerleşmemişlerdir. Türk hakimiyetine girdikten sonrada yalnız Türkmen aşiretleri ören yerini kışlak olarak kullanmışlardır ve  bu gelenek günümüze kadarda devam etmiştir. II ve III nolu kiliseler arasındaki  Müslüman mezarlığı bu göçebe aşiretlere aittir. Buradaki mezarların yanında  bulunan üzüm veya zeytin ezme yerleri Dağlık Kilikia için tipik bir özelliktir. 

 

Semavi Eyice, Kanlıdivan adının “divan” ile ilgili olduğunu, dağınık Türkmen aşiretlerinin zaman zaman toplanıp  kararlar aldıkları yerlere Divan denildiğini; kanlı sözcüğünün Kanytelleis’ten gelebileceğini ya da obruk içindeki kayaların ve harabelerin kanlı gibi kırmızı renkte görünüşünden olabileceğini ileri sürmektedir.

Halk arasında da suçluların obruk içerisine bırakılıp buradaki arslanlara parçalatılmasından dolayı bu aldığı anlatılmaktadır.

Kanlıdivane’ye 2 km. uzaklıkta bulunan Dibisulukule’de görülmeye değerdir 

 
Facebook beğen
 
 
 
 
 
 
Bugün 16 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!